16 Haziran 2011 Perşembe

Karımla Sevişmelerimiz - Hayaldi, Gerçek Oldu.

     3 gündür karımla seks yapmıyoruz. Benim mekanizma teklemeye başladı. En son seks yaptığımızda, olayın yarısında yumuşamaya başlayan aletimin şarjı  sonlara doğru iyice alarm vermeye başladı. En sonunda karım üstümde çılgın gibi orgazm olurken klitorisini benim yumuşak süngerimsi dokuya sürte sürte boşalmak zorunda kaldı.

     Gece uyuduğumda aşağıdaki sahnelere benzer bir rüya gördüm. Güya karım, tehlikeli sahnelerde benim yerime oynamak üzere, takım teşkilatı tam anlamıyla çalışan,  sarışın, kaslı, yakışıklı, hard diskli, havada karada suda çalışan bir dublör bulmuş. Vatandaş ıssız bir deniz kenarında, kumların denizle birleştiği yerde, karıcığımı tam anlamıyla evire çevire derler ya, öylesine becerdi rüyamda...

     Ne diyelim? Kader utansın. Bir zamanlar, kerkenez gibi karımın üstünden inmezken, şimdiki duruma bakın... HAYALDİ, GERÇEK OLDU. Bizim evin seks filmlerinde başrol oynarken, şimdi kamera arkasında esas oğlanla kızı seyredip bir rol bekleyen figürana terfi ettim.

     Ammaannn... Ne diyebilirim ki şimdi? Ağlayak da iki gözden mi olak? Olup olacağı, en fazla benim rüya gerçeğe dönüşür. Elin oğlu karımla beraber rol keserken, ben de oturup kenarda filmi canlı izlerim. Belki benim bacak arasında uyuyan güzele de bir faydası dokanır, ne biliim?





























8 Haziran 2011 Çarşamba

8.Haziran Çarşamba Dükkan açıldı.

Bu özet kullanılabilir değil. Yayını görüntülemek için lütfen burayı tıklayın.

5.Haziran Pazar günü Oral Bayramı


     Pazar günü yine azdım. İnternetin zararı mı desem, yararı mı desem bilemedim. Benim yazdıklarım, başkalarının yazdığı hikayeler, resimler, şu, bu derken duvara tırmanacak hale geldim. Öğleden sonra, bir boşlukta karımı kıstırdım, tehdit, şantaj, orala razı ettim. Kendi çapımızda doyurucu bir seans oldu yine.

     Yatağımızda sırtüstü yatıp vanilya kokulu aleti eşimin ellerine, diline, maharetine bıraktım. Epii bi uğraştı sağ olsun. Başından köküne yalanmadık yerini bırakmadı. Torbalarımı dişledi, dudakladı, dilinin sıcaklığını hissettirdi. Hepinizin bildiği gibi regl olduğundan külodunu çıkarmadan üstü çıplak, memeleriyle karnımda, bacaklarımda gezindi, meme uçlarını dolaştırdı her tarafımda.... Benim meme uçlarımı yalayıp emdi, azdırdı. Okşaya okşaya sikimi iyice sertleştirdi. Ve tekrar taşaklarıma indiğinde ben bittim. Boşalmaya başladım. Nefisti.


     Sadece o beni halledecekti güya... Baktım, benim inlemelerim, boşalmam, kasılmalarım onu da azdırmış. Gözleri parlıyor, canı istiyor besbelli... Omuzlarından bastırıp yatağa yatırdım sırtüstü... Parmaklarımı külodundan içeri sokup klitorisine uzanmak isterken engelledi. Külodun üstüne yönlendirdi. Ben de, mor dantel külodunun üzerinden klitorisinin kabarıklığını bulup okşamaya başladım. Bir yandan da benden taraftaki memesinin ucunu yalayıp emiyordum. Parmaklarımı hafifçe bastırıyor, bir süre vibratör gibi elimi titreştiriyor, aldığı zevki arttırmaya çalışıyordum.

     Beş dakika sonra ilk inlemeler gelmeye başladı. Titreşimin hızını arttırmaya başladım. On dakika sonra karım da kıvranmaya başladı. Bacaklarını sımsıkı kapatıp amcığına baskı yapan parmaklarımı apış arasında hapsetti. O kasılırken ben memesini emmeye devam ettim. Belki bir beş dakika da böyle sürdü. Sonunda o da nefes nefese serildi kaldı.

     Klasik bir Oral Bayramı günümüz böyle geçti.


4 Haziran 2011 Cumartesi

04.06.2011 - Cumartesi - Oralet Günü


    Regl nedeniyle dükkan kapalıydı. Ama yalvar yakar olunca, ben dükkana gitmedim, dükkan bana geldi. Karıcım bana oral yaptı.

     Her zamanki gibi bildiğiniz oral değil. Yalancı oral. Daha önce bahsetmiştim, anlatılanlar, filmlerde gösterilenler gibi,  emme manifoldu misali ağza alınıp emilinmiyor maalesef... Algidayı dilin ucundan köküne kadar dondurmaya değdirerek yapıldığı gibi, boylu boyunca da yalanmıyor. Biraz dilin ucuyla, alt kısmıyla sikimin gövdesinde geziniliyor, şapkaya kısa bir selam çakılıyor. Şimdi yeni yeni başladı ısrar kıyamet üzerine ki, daşaklara dudak değdiriliyor, uzunca okşanıyor,  bugün gibi coşarsa dil bile katılabiliyor acıcık...

- "Sikimin kafasını emmiyorsun, bari daşşağımı em" diyorum, o da olmuyor.

     Halbuki mis gibi, tertemiz yıkanmış, paklanmış, traşlanmış alet... Anasını sikeyim, biraz daha zayıflayabilsem, ikiye katlanıp kendim emecem namussuzu... O kadar canım istiyor ki.... Ne yani, filmlerdeki 25 santimlik aleti bademciklerine kadar alan, öksüre öksüre dibine kadar boğazına sokan kadınlar başka gezegenden mi? İlle de Adaya gidip sırf oral yüzünden angus vs.  kaçak et mi keselim? Kimseler, arkadaşlardan, komşulardan kimseler yarak emmezmiş, yalamazmış, o iş porno filmlerde olurmuş, benim gibi salakları kandırıyorlarmış. Hasiktir ordan orospu...

- "Ulan herkes bizim gibi kendi evinde, yatak odasında sikişiyor. Emmediklerini nerden biliyorsun, yanlarında yatıp başını mı tutuyorsun adamların?" diyorum...

- "Yok artık.." diyor ama gerisi gelmiyor, ses çıkarmıyor. Bu orospular kendi aralarında bizimle, kocalarıyla nasıl sikiştiklerini mi anlatıyorlar birbirlerine, detaylara mı giriyorlar acep bilmem ki?

- "Bak, eğer anlatıyorsan benim reklamımı yap bari.." diyorum. "Aramızda borsa kurarız, olan olmayana verir, emen emmeyeninkini emer, gül gibi sikişir gideriz."  Yanıt anında geliyor,

- "Sapık..."

   Nerde kalmıştık? Ha, dil ucuyla şöyle bir yalancıktan mesai yapılındıktan sonra, krem devreye giriyor. Yanımızda kağıt havlu, mendil vs. Kremle bir güzel ovalanıyor, okşanıyor, kaygan kaygan sıcacık  iki avuçla vajinaya girmiş hissi verilerekten sıvaz yapılıyor. Eğilip benim göğüs uçları yalanıyor, emiliyor, taşaklar avuçlanıp okşanıyor. Benim yarak bir ele emanet edilip diğer elle okşanıyorum, arada kabalar, götüm okşanıyor. Orda ben bitiyorum işte.... Offf... Zevk...

   Manzara şöyle : Bir kremli el yarak boyunca gidip geliyor, baş eğilmiş, saçlar kasıklarımı okşarken dudaklar taşaklarda dolaşıyor, diğer el de arka deliğime dokunmadan etrafında dolaşıyor, kabalarım, kalçalarım avuçlanıp okşanıyor. (Yapacağını bilsem parmak da attırıcam ama, bilirim yapmaz, isteyemem). Can dayanmaz buna, ben de dayanamam, kasılmaya başlarım.

   İşte bu benim bittiğim andır. Kenarda duran kağıt malzeme zor yetiştirilir, ben etraf kirlenmesin diye kağıtla cebelleşirken o sikimi, taşşağımı okşamaya devam eder. Bugünkü sikişimiz de böylecene sona erer. Karım "bana bir yalancı borcun var" der. Borç defterine bir oral daha yazarız.

   Bugün dediğim gibi regl olduğundan ben karımı yalayamadım. Adeti bittikten sonra karımın amcığını yeni aldığımız vanilya kokulu duş şampuanıyla yıkayıp öyle yalamayı düşünüyorum. Hmmm... Duşta vanilya kokusunu aldıkça aklıma bu sahne geliyor hep, sertleşiyorum anında...  Ağzımda dilimde karımın amcığı, am suları, burnumda vanilya kokusu...


   Amcığının kılları uzadı bu aralar... Kıllı, kılsız fark etmiyor benim için... Ama fantazi için zorla banyoya sokup şekilli traş etsem mi acaba, ne dersiniz? Yoksa bırakayım kendisi dümdüz, tertemiz, kaymak gibi mi yapsın? O zaman karımın amından "Kaymak am" diye söz ediyoruz. Bazen karım haber verir, külodunu indirip göstererek,

   - "Kaymakam tayin oldu, göreve başladı." diye. Bazen de ben sorarım,

   - "Senin Kaymakam görevde mi?",  "Bir girip bakayım mı?" "Aşkım, senin Kaymakamı yalamak istiyor canım..."

   Karım da azdıysa, (ki genellikle banyodan, kaymaklandıktan sonra mutlaka azar, canı yalanmak sikilmek ister),  "buyur bak bakalım" der, külodunu indiriverir. Mis gibi kokar, kremlenmiştir, yumuşacıktır, pırıl pırıl parlar amı... Azdığından sulanmaya başlamış, iç dudaklar pembiş pembiş, ıslak ıslak bakar aradan... "Gel beni yala" diye göz kırparlar sanki... Off... Yalarım ben karıcığımın güzel amını, yutarım...



    Hiç "bu ne biçim sikiş arkadaş"  demeyin. Arada canımız çekiyor, sikişmek yerine birbirimize oral yapıyoruz sadece... Adı "yalancı"...  Yalancı dolma misali... "Hadi, yalancı yap bana..." Orgazm aynı orgazm... Hatta bazen karımın orgazmının gerçek sikişten daha uzun süre sürdüğünü  gözlemlediğim günler bile oldu....

   Yalnız bu aralar pek orala yanaşmıyor benimki... Bir iki jinekolojik vak'adan sonra -kaşıntı falan- hijyen takıntısı başladı. Oraldan kaynaklandığı kesin olmadığı halde yalatmak istemiyor. Ben de onu ikna edebilmek için dakikalarca dişlerimi ve dilimi fırçalıyorum. Sıvı sabunla ağzımı çalkalayıp yıkıyorum. İşe bak yahu, karım benim sikimi emip dondurma gibi yalamazken, ben onun amını yalayabilmek için kırk takla atıyorum burda...

   Neyse...  İştee... Böyleyken böyle... Bir yatay günümüz de böyle geçti kısaca... Hepinize gönlünüze, bileğinizin hakkına göre iyi sikişler, zevkli, şehvetli dakikalar... Dünya am-göt-sik üzerine dönüyor ne de olsa... Gerisi palavra... Descartes ne demiş? "İnsan, değişik pozisyonlarda sikişebilen hayvandır" demiş.

   Pardon, bu da palavra... Ama karımla yaşadıklarımız, anlattıklarım gerçek... Bir parça sikinizi kaldırabildiysem, klitorisinizi kabartabildiysem,  ne mutlu bana...